19 Eylül 2010 Pazar

KENYA'DA KAHVALTI

KENYA’DA ZÜRAFALARLA KAHVALTı

89Hafta sonu yaklaşıyordu. Ne yapacağımı düşünürken aklıma o çılgın fikir düşüverdi. Geçen yıl kendime söz vermiştim. Zürafalarla kahvaltı edecektim. Bir an yerimden fırlayıp telefonu elime aldım. THY görevlisine yarın akşam için Nairobi'ye mil biletiyle yer olup olmadığını sordum. Aldığım cevabın üzerinden daha 15 dakika geçmeden bavulum hazırdı. Bekle beni Afrika!

Havalanı kalabalık. Herkes telaş içinde freeshop raflarini boşaltıyor. Benim aklımda sadece Afrika ve muhtesem savanlar var!

İstanbul’dan Nairobi yaklaşık 6 saat sürüyor. Saat farkı yok. Üstelik çok büyük sıcaklık farkı da yok. Uçaktan inip kendimi dışarı attığım da şaşkınlığım bir kat daha artıyor. Kenya’da üşüyeceğim hiç aklıma gelmezdi. Ama hava tatlı tatlı esiyor işte. Buraya gelmeden önce ayarladığım arabanın şoförünü hemen bulunca keyfim daha da artıyor. O muhteşem otele kavuşmak için sabırsızlanıyorum. Yol boyunca barakalar, terkedilmiş kulübeler var. Akasya ağaçlarının altında uyuklayan köpekler, toprak sahada top koşturan çocuklar Afrika maceramın ilk fotoğrafları. Şoförüm “işte geldik” deyince gözlerim pür dikkat çevreyi inceliyor.

Araba gece karanlığında ana kapıdan bahçeye girerken heyecanlanıyorum. Ne de olsa bir yerlerde zürafalar uyuyor. insanın tüylerini diken diken bir sessizlik. Daha birkaç saat önce İstanbul'un karmaşasından çıkmış biri için burası başka bir gezegen!

Uğruna bu kadar yol kattetigim yerin Adı Giraffe Manor. 1932 yılında yapılmış. Kızıl tuğlalarıyla İskoçya’nın bağ evlerini andırıyor. Lobisi görkemli. Ortada duran şömine beyaz renkli mobilyalarla çok uyumlu duruyor. Duvarlarda siyah beyaz fotoğraflar var. Hepsi buranın asıl sahibinin zürafalar olduğunu anlatmak için asılmış belli ki.. Ahşap merdivenin hemen ilerisinde odalar var. Ben Klimanjaro’ya bakan bir oda istediğim için güney tarafta kalacağım. Oda kapısını açar açmaz salona yayılan ahşap kokusu insanı bir anda rahatlatıyor. Cibinlikli bir yatak ve son derece kaliteli Fransız mobilyalar hemen dikkatimi çekiyor. Odanın duvarlarında benden önce kalan misafirlerin yavru zürafalarla çekilmiş fotoğrafları var. Pencereyi açıp demir gibi soğuk karanlığa bakıyorum bir süre. Rüzgar perdeleri uçuruyor. Ağustos böcekleri koro halinde bağırıyor. Ürpermemek elde değil. İstanbul’dan binlerce kilometre uzakta, Afrika'nin tam ortasinda! Uzaklarda bir havlama sesi. Zürafalardan henüz iz yok!..

Ertesi sabah kahvaltıda uzun masif masaya kurulup nefis Afrika çayını yudumlarken gözüm o dev pencerelerde. Otel uçsuz bucaksız bir vadinin ortasında, Ngong Tepeleri'nin eteklerine kurulmuş. Arazinin asıl sahibi yıllardır burada yaşayan Rothschild Zurafalari. Bu hayvanlara hayran bir İngiliz çift burayı satın alınca bu muazzam canlıların da yaşam alanları garantilenmiş. Ben bunları düşünürken otelin sahibi eliyle işaret ediyor.

"işte bakın bir tanesi geliyor!"

Döndüm. Aklımı başimdan alan bu güzellik karşısında ne yapacağımı bilemez haldeyim. İki akasya ağacının ortasından salınarak gelen bu dev hayvanı hayranlıkla seyre daldım bir süre. Yaklaşıyor!... Bize doğru geliyor. Neredeyse camı kıracak. Ilk anda korkuyorum biraz. Kafasını camdan uzatıp kahvaltıya ortak olunca müthiş duygular akıp gidiyor insanın içinden. Gerçekle düş birbirine karışıyor. Bu anı yaşamak gerek. Ancak o zaman anlaşılır. Diğer misafirlerle yemeği bırakıp bahçeye çıkınca diğerlerini de görüyoruz. Yeni doğmuş bir yavru annesini emiyor. Birbiri ardına patlayan flaslardan hiç de rahatsız görünmüyorlar. Alışmışlar. Ağaçların üzerinde daha önce hiç görmediğim kuşlar var. Bir cennet bahçesindeyim.

Kalan tek Türk benim. Daha önce burada benden başka hiç Türk kalmamış. Dünyanın her yerinden ziyaretcilerlerle tanıştım. Hepsi buranın dünyadaki en özel otellerden biri olduğu konusunda hemfikir. Giraffe Manor 2 yıl önce el değiştirmiş ama yeni sahipleri de burayı korumaya kararlı. Hafta sonları okullardan genç öğrenciler gelip vahşi yaşamı yerinde inceliyor. Daha küçük yaşlardan doğanın koruması gereken bir hazine olduğunu öğreniyor. Başkent Nairobi'den sadece 7 kilometre uzakta bu muazzam oteli mutlaka keşfedin. Hayatınızın sonuna kadar gördüklerinizin etkisinden kurtulamayacaksınız. Ben akşam yatarken penceremi tıklatan o muhteşem canlıyı hiç unutamayacağım. Kendinize bir iyilik yapın, toplayın bavulları!
-----------------------------
PENCERE
1.

Vize
Kenya'ya giderken Umuma Mahsus Pasaport sahibi olan yolculardan vize isteniyor. Yolcular vizelerini Kenya sınır kapısında 25 Dolar karşılığında alabiliyor. Diplomatik, Hizmet ve Hususi Pasaport sahipleri ise, vizeden muaf tutuluyor.
Sağlık
Aman asilarinizi ihmal etmeyin! Kenya'ya gitmeden önce özel bir sağlık uygulaması (aşı, tahlil vs) istenmiyor. Ancak bu durum, enfeksiyon görülmesi olası bölgelerden gelen yolcular için geçerli değil. Bu yolculardan sarı humma ve sıtma aşısı sertifikası istenebiliyor. Zira ülkenin hijyen koşullarına dikkat edilmeyen gelişmemiş bölgelerinde bazen sarı humma ve sıtmaya rastlanabiliyor.
Para birimi
Kenya'da geçerli para birimi Kenya Şilingi. 1 TL yaklaşık 49 şilinge denk geliyor.

2.
NASıL GİDİLİR?
THY Kenya'ya haftanın 5 günü sefer düzenliyor. Uçaklar İstanbul'dan 18.45'te kalkıyor. Saat 1.20'de zamanın nasıl geçtiğini anlamadan Afrika'nin ortasında buluyorsunuz kendinizi.
NEREDE YENİR?
Kentin biraz dışındaki Carnivore Restoran, Nairobi'ye ziyaretin önemli bir parçası olarak görülüyor. Nairobi’de en ünlü nyama choma (kelimenin tam anlamıyla 'rosto') restoranı olarak biliniyor. Burada aynı zamanda bir açık hava gece kulübü olan Simba Saloon ve canlı müzik mekanı da bulunuyor.
NE YAPıLıR?
Nairobi harika bir şehir.
Kenyatta caddesinin kuzeyinde, içinde Nairobi’nin en eski binası Norfolk Otel’in de bulunduğu; mağazalar, marketler ve oteller, ile şekillenen yoğun nüfuslu bir bölge uzanıyor. Moi Avenue’nun doğu kesimi en yoksul şehir bölgesi. River Road merkezinde genişleyen bu yerleşim şehrin en ucuz alışveriş, restoran, otel olanaklarının da bulunduğu yer. AFEW Zürafa Merkezi'ne ve Nairobi Ulusal Parkı'na mutlaka uğrayın.

3.Nasıl Kalınır?
Otelde kalabilmek için mutlaka çok önceden rezervasyon yaptırmanız gerekiyor. Sınırlı sayıda oda var ve talep çok fazla. Oda fiyatı gecelik 1000 Dolar civarında biraz pahalı ama bu çok geniş odalarda arkadaşlarınızla kalırsanız çok ucuza da mal edebilirsiniz. En iyi dönem Temmuz sonu ile Ekim başı arasında. Bu tarihlerde safari yaptığınızda çok çeşitli hayvanları bir arada görebilirsiniz.

1 yorum:

  1. Sarı hummanın çok tehlikeli bir hastalık olduğunu ve mutlaka aşılanmak gerektiği söylendi bana, doğru mu? Ben Nairobi merkeze sadece bilimsel bir toplantıya gidiyorum ve aşı işini ihmal ettim, tehlikeli mi sizce, anladığım kadarıyla siz de aşı olmadınız veya herhangi bir ilaç almadınız?? bana mümkünse ve biliyorsanız bilgi verirmisiniz? taltunel@kastamonu.edu.tr mail adresim, teşekkürler

    YanıtlaSil